Euphoria, bir parfümden öte bir ruh hali gibidir — karanlıkla baştan çıkarıcılığın dansı.
Sürülür sürülmez sizi, egzotik bir gece bahçesine çeker. Parlak neon ışıklar, siyah ipekle örtülmüş bir ten ve bilinmeyene doğru atılan adımlar hissi…
Tende eridikçe meyvemsi tatlılık, çiçeksi zarafet ve derin bir tensellik harmanlanır. Yoğun ama asla ağır değil — mistik bir büyü gibi sarar ve zamanla sizi değiştirir.
Katı formda parmak uçlarınızla sürdüğünüzde, ilk anda yükselen nar ve hurma gibi egzotik meyveler, birkaç dakika içinde yerini kadifemsi orkideye bırakır.
Zaman geçtikçe koku derinleşir, daha karanlık ve tensel hale gelir.
Bir parfüm değil, baştan çıkaran bir gece ritüeli.
Nar
Hurma
Yeşil Akorlar
İlk sürüldüğünde etkileyici ve davetkâr bir meyve tatlılığı hissedilir. Tatlı ama boğucu değil — ferah, merak uyandıran bir giriş.
Siyah Orkide
Lotus Çiçeği
Şakayık
Euphoria'nın ikonik imzası bu noktada ortaya çıkar: egzotik, karanlık ve çiçeksi…
Orkide nota olarak mistik bir karakter taşır; feminen ama sıradışı.
Lotus ise bu yoğunluğa şeffaflık ve denge katar.
Siyah Menekşe
Kehribar
Maun Ağacı
Misk
Kremamsı Akorlar
Bu notalar, kokunun kalıcılığını ve tenselliğini belirler.
Yumuşak odunsu dokular ve misk, parfümü ciltte uzun süre hissettirir.
Geceye uygun bir sıcaklık, tensel bir çekicilik verir.
Euphoria, sizi tanımlayan değil, sizi dönüştüren bir koku.
Fark edilmek için bağırmayan ama asla unutulmayan...
Tutkulu, karanlık ama yumuşak.
Sürmek, geceye bir adım atmak gibidir — bilinmezliğe, baştan çıkışa, kendinize...